Blogger tarafından desteklenmektedir.

Diş Sağlığı ile İlgili Doğru Bilinen 10 Yanlış

Diş Hekimi Recep Eşkar, genel sağlığımızı büyük ölçüde etkileyen ağız ve diş sağlığı hakkında yanlış bilinen gerçekler hakkında şu bilgileri verdi.
Diş hekimi Recep Eşkar, birçok hastalığın ağız ve diş sağlığına gereken özenin gösterilmemesinden kaynaklandığını belirterek, halk arasında ağız ve diş sağlığı ile ilgili doğru bilinen pek çok yanlış uygulama olduğunu ifade etti. Diş Hekimi Eşkar, yalnızca “diş ağrısı” olarak adlandırılan belirtilerin bile temelde bazı önemli tıbbi ve psikolojik sorunların habercisi olabileceğine işaret etti.
 
Ülkemizde ağız ve diş sağlığı konusunda yeterince bilinç oluşmadığına dikkat çeken Eşkar, “Ağız ve diş hastalıklarında meydana gelen bozukluklar; beslenme, çiğneme problemleri, tat alma, gülme, kahkaha atma, uyku ve konuşma gibi fonksiyonel işlevleri negatif yönde etkileyebilmekte. Bunlara bağlı olarak da sosyal ilişkilerde zayıflama, utangaçlık, özgüven kaybı, anksiyete ve depresyon gibi psikososyal sonuçlar ortaya çıkabilmekte” dedi.
 
Ağız ve diş hastalıkları bazı hastalıkların habercisi olabilir
Sağlıklı diş ve diş eti için hekimlerin önerileri doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, aksi halde dişlerin ve diş etlerinin zarar görebileceğine değinen Eşkar, “Ağız ve diş sağlığı konusunda ortaya çıkan kimi sorunlar bazı hastalıkların habercisi olabilir. Bu yüzden ağzımız bir nevi vücudumuzun alarm merkezlerinden biridir. Diş fırçalama şeklinden fırça seçimine, macun kullanımından diş taşı temizliğine, süt dişlerinden ağız kokusuna kadar halk arasında bilinen yanlış ya da eksik bilgilerin paylaşılması diş ve ağız sağlığını tehlikeye atmaktadır” diye konuştu.
 
Diş Hekimi Recep Eşkar, genel sağlığımızı büyük ölçüde etkileyen ağız ve diş sağlığı hakkında yanlış bilinen gerçekler hakkında şu bilgileri verdi:
 
1- Sert diş fırçası kullanmak dişleri bembeyaz yapar
Yanlış! Çünkü önemli olan fırçanın sertliği değil, fırçalama tekniğidir. Diş fırçası, sentetik kıldan yapılma olmalıdır. Uçları düzgün sonlanmalıdır. Sert fırçalar diş etini tahriş eder, dişlerimizin minesine zarar verir ve dişlerde hassasiyet oluşturur. Uçları düzgün sonlanmalıdır. Fazla sert fırçalar diş etini tahriş eder. Fırça kılları aşınır aşınmaz (ortalama 6 ayda bir) mutlaka değiştirilmelidir.
 
2-Hamilikte diş kaybı olması çok normaldir, anne adayları diş kaybı yaşayabilir
Yanlış! “Her çocuk bir diş götürür" düşüncesi ne yazık ki ülkemizde yaygın bir kanıdır. Ancak bu doğru değildir. Ağız bakımlarını doğru ve düzenli yapan bir anne adayı için böyle bir durum söz konusu değildir.
 
3- Hamilelikte diş tedavisi yaptırmak bebek için sakıncalıdır
Yanlış! Hamileliğin her döneminde aciliyet gerektiren diş tedavileri yapılabilir, bebeğe bir sakıncası yoktur.
 
4- Çoçuk dişleri iğne ile çekilirse bir daha çıkmaz
Yanlış! Süt dişleri 6’ncı aydan başlar 3 yaşına kadar devam eder. Kalıcı dişler ise 6 yaşında çıkmaya başlar ve 12-13 yaşlarında tamamlanır. Burada önemli olan hangi dişin çekildiğidir, dişin iğne ya da başka bir şey ile çekilmesinin önemi yoktur.
 
5- Süt dişlerinin yerine daha sonra kalıcı dişler geleceğinden süt dişlerinin önemi yoktur
Yanlış! Süt dişlerinin en önemli görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamaktır. Konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerine bağlıdır. Süt dişleri kapladıkları alanla kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı dişler için yer tutmaktadır. Bu nedenlerle süt dişleri çok önemlidir.
 
6- Bir kez diş taşı temizliği yaptırdıktan sonra her zaman yaptırmak gerekir
Yanlış! Diş taşı temizliğinde diş yüzeyine ait olmayan maddeler (plak, diş taşı) temizlenir. Diş taşı temizliği yaptırmayan bir kişi dişleri üzerinde biriken diş taşlarını fark edemez ancak temizlik yaptırdıktan sonra birkaç gün fırçalanmayan dişlerdeki değişim hemen göze çarpar. Yani diş taşı temizliği yapılmış ya da yapılmamış olsun ağız ve diş bakımı yapılmadığı sürece diş taşlarının oluşumu kaçınılmazdır.
 
7- Çapraşık dişler ancak küçük yaşlarda düzelebilir
Yanlış! Çapraşık dişler her yaşta düzgün hale getirilebilir. Tel tedavisi her yaştan kişiye uygulanacağı gibi, tel tedavisini estetik bulmayan hastalar görünmeyen teller sayesinde düzgün dişlere sahip olabilirler.
 
8- Dişleri fırçalarken diş etlerinin kanaması normaldir
Yanlış! Dişleri fırçalarken diş eti kanaması normal bir durum değildir ve diş eti iltihabının en önemli belirtisidir. Vakit kaybetmeden diş hekimine başvurulması gerekmektedir.
 
9- Ağrıyan dişe aspirin koymak gerekir
Yanlış! Aspirin ağrı kesicidir ancak etkisi ağız yolu ile alınıp kana karışınca ortaya çıkar. Dişin üzerine konulan aspirin ağrınızı dindirmediği gibi, ıstırabınızı da arttırır. Çünkü diş etinizde yara açar.
 
10- Ağız kokusu herkeste olur ve geçmez
Yanlış! Diş çürükleri, diş eti hastalıkları, aftlar, uyumsuz ve kötü kullanılan protezler ve ağız kuruluğu, sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, bademcik iltihaplanmaları sonucu meydana gelebilir. Ağız kokusunun asıl nedeni olan yukarıda sayılan hastalıkların tedavisi yapıldıktan sonra ağız kokusu önlenebilir.


Ceviz kabuğunun faydaları

Ceviz, içerisinde barındırdığı A, B1, B2, B6, C vitaminleri nedeniyle insan yaşamında önemli bir yer tutuyor.

İçerisinde protein, lif, Omega 3, Omega 6 yağ asitlerini barındırırken kalsiyum, demir, çinko, magnezyum, fosfor, bakır, selenyum, manganez minerallerini ve A, B1, B2, B6, C vitaminlerini bulundurmasından dolayı insan yaşamındaki önemi büyüktür.

Ceviz ve kabuğu da çok eski zamanlardan bugünlere kadar çeşitli hastalıklarında tedavileri için ilaç yapımında kullanılmıştır.

Ceviz kabuğu hem bazı hastalıkların tedavisinde ilaç gibi kullanılırken saç, tırnak ve cilt bakımı için tam bir kozmetik üründür.
Cevizin kuru dış kabuğunun çay demler gibi demlenip içilmesi soğuk algınlığına ve öksürüğe iyi gelir. 

Bağısaklarda oluşan kurt ve solucanların tedavisi için de aynı karışım (kuru veya taze ceviz kabuğu) günde iki fincan içilerek tedavi edilebilir.

Şeker hastalığı, vücutta D vitamini eksikliğinden oluşan raşitizm hastallığı için de 10-15 adet ceviz kabuğunun su ile kaynatıp içilmesi faydalıdır.

Taze (Yeşil) ceviz kabuğu suyu çıkarılarak sivilceli cilt üzerine sürülmesi sivilcelerin ve cilt lekelerinin geçmesine yardımcı olur.

Ceviz kabuklarını ( Kuru veya yaş ) kaynayan suyun içerisine atıp 10 dakika kaynattıktan sonra saçlarımızı yıkadığımızda saç dökülmelerimiz duracaktır.
Saçlarımız eski parlaklığına kavuşacak ve yıpranmış saçlarımız kuvvetlenecektir. Saçlarımız kepeklerden arınmış olacaktır.


Uyku apnesi nedir? Belirtileri nelerdir?

Uyku sağlıklı bir yaşam için vücudun tamamının dinlenmeye geçtiği dönemdir. Bu dönemde uyku apnesi yaşayan kişilerin depresif ve sinirli bir ruh haline bürünmesinin nedeni uyku kalitesinin bozulmasıdır.

Uyku apnesi günümüzde en sık görülen hastalıklardan biridir. Son verilere göre ülkemizde görülme sıklığı %5-10 civarındadır. Apne, en az 10 saniye süreyle nefesin durması olarak tanımlanmaktadır. Uyku apnesi de bu nefes durmasının uyku sırasında meydana gelmesidir. 

En önemli risk faktörlerinden biri de şişmanlıktır. Genel olarak; kısa boylu, boynu kısa, şişman ve belirgin gıdı gibi özellikleri taşıması kişiyi hastalığın en büyük adayı yapabilir. Ancak zayıf insanlarda da görülebileceği unutulmamalıdır.

GÜN İÇİNDE SÜREKLİ UYKUNUZ GELİYORSA
Hastalığın en önemli belirtisi sabah yorgun kalkmadır. Kişinin uyku sırasında 10 saniye boyunca nefesi durduğu için sürekli çırpınarak uyanmak zorunda kalır. 

Hastada uyku kalitesi bozulduğu için, ne kadar uyursa uyusun sabah kalktığında tamamiyle yorgun hissetmeye ve her an uykuya eğilim görülmeye başlar. Uykusuzluğun kişide yarattığı yorgunluk iş hayatına ve sosyal hayatına yansıyabilmektedir.

YÜKSEK SESLİ HORLAYAN KİŞİLER DE HASTALIĞA ADAY OLABİLİR

Yetişkin insanların yüzde 30 ile 40'ı uyku esnasında horlar. Fakat her horlayan kişi uyku apnesidir demek oldukça yanlış bir tabirdir. Uyku apnesindeki horlama oldukça farklı bir durumdur. Uyku apnesi yaşayan kişilerde horlama oldukça yüksek sesli meydana gelmektedir.


Sağlık Problemlerini Arttırabilir!
Kilo etkisiyle sırt üstü yatıldığında nefes yoluyla alınan hava, hava yollarından geçmekte zorlanıyor. Zorlandığı zaman da en büyük etkisi kandaki oksijenin düşmesidir. Kandaki oksijen düştüğünde bu durum ne kadar uzun sürerse ve ne kadar sık tekrarlarsa başta beyin olmak üzere tüm organların erken yaşlanmasına sebep olmaktadır.

Uyku Apnesi Nasıl Tedavi Edilir?

Uyku apnesi tedavisi tamamiyle kişinin tedaviye yanıtına göre değişmektedir. Ortalama minimum 6 ay tedavi süresi vardır. Bu süre boyunca her gece cihaz kullanılmalıdır. Daha sonrasında tedavide belirli bir iyileşme meydana geldiğinde ise hasta cihazı gün aşırı veya haftada 1-2 gün kullanmaya başlıyor. Tedavi olumlu ilerlediğinde ise hasta artık cihaz olmadan uyumaya başlıyor.

Kilo problemi yaşayan kişiler tedavinin başarıya ulaşması için mutlaka bir diyetisyen veya endokrin uzmanına başvurmalıdır. Bu tedaviler sonucunda hasta hem kilo vermiş ve değerleri normale dönmüş olabiliyor hem de uyku apnesi hastalığı tedavisinde başarıya ulaşmış olabiliyor.

Saçlarımız neden beyazlaşır?

Saçlarımız neden beyazlaşır?

Aslında bir saç teli, ortası boş olan ve içinde melanin denilen boya pigmentleri bulunan bir tüpten başka bir şey değildir. Genç yaşlarda bu boşlukta saça renk veren melanini bir arada tutan bir sıvı vardır. Yaşlandıkça derimiz saçlarımızı ve vücudumuzdaki diğer kılları eskisi gibi sağlıklı olarak üretemez. Kılların ortasındaki sıvı kaybolur, boya hücreleri de tutunamadığından sadece hava kalır. Saçlar boyasız hale gelir, beyaz renge yani asıl rengine dönüşür.

beyaz saçlar
Saçlarımız neden beyazlar?
Bütün saçlarımızın beyaza dönüşme süreci 10 ila 20 yıl sürebilir. Aslında her bir saç telinin rengi ya siyahtır (sarı, kırmızı, kumral vs.) ya da beyaz. Yani her bir saç teli yavaş yavaş grileşip beyazlanmaz. Ancak bu süreç içinde hepsi aynı anda beyazlanmadığından, beyazların sayısı arttıkça bütün saç gittikçe açılan gri renkte görülür. İşin ilginç tarafı boya hücreleri bazen üretime hız verirler. Gittikçe beyazlaşan saçlar geçici bir süre tekrar biraz koy ulaşmış gibi görünebilirler.
İnsanlar arasında bir şok veya aşırı gerilim geçiren birinin saçlarının bir gecede beyazlaştığı, bir süre sonra da tekrar eski rengine döndüğü söylenir. Hatta bazı tarihçiler Kraliçe Marie Antoinette’nin giyotine gideceği günün gecesinde saçlarının hepsinin bembeyaz olduğunu yazarlar.
Saçların devamlı olarak uzadığı, belirli bir süre sonra dökülüp alttan yeni saç geldiği hatırlanacak olursa, mevcut saçın değil, ancak yeni gelecek saçın beyaz olabileceği, dolayısıyla saçların bir gecede beyazlaşmasının mümkün olmadığı görülüyor. Ancak bilim insanları bu olayın birkaç haftalık bir süreçte olabileceğini söylüyorlar.
Tiroid bezi, şeker gibi hastalıklarda ve aşırı stres veya şok gibi durumlarda kişinin renkli saçları bu süreçte tamamen dökülebilir ve geriye sadece daha önceden beyazlaşmış saçlar kalabilir. Diğer saçlarla birlikte beyazların yerine de daha gür ve siyah saçlar çıkabilir.
Saçların beyazlaşması insanlık tarihinde nedense hep sorun olmuştur. Kimileri onu olgunluğun ve bilgeliğin simgesi olarak görürken, tarih boyu savaş kahramanları, yaşlılığın ve güçsüzlüğün belirtisi olarak görmüşler ve bir şekilde saçlarını boyamışlardır.
Bu arada bir şeyi daha belirtelim; saçlarımızın kıvırcık, dalgalı veya düz olmasını da ebeveynlerimizden aldığımız genler belirliyor. Kıvırcık bir saçı kestiğimizde kesitinin dikdörtgene yakın olduğunu, dalgalı saçın elips, düz saçın kesitinin ise daire olduğunu görebilirsiniz. İşte bu saç kesitlerinden dolayı bazı saçlar dümdüz uzarken bazıları hemen kıvrılmaya başlar. Kıvırcık saçlılar, saçlarınızı boşuna ütülemeyin, saçın yapısını yani kesitinin şeklini değiştirmeden kalıcı bir düz saça sahip olmanız mümkün değil.

Tırnaklar Neden Yavaş Uzar?

Tırnakların yavaş uzamasının sebepleri

Tırnağınızın uzamamasında yatan sebepler neler olabilir? İşte cevabı..


Cildin ilavesi olan tırnak, vücudun gönderdiği sinyalleri ileten bir haberci görevindedir.
Peki oksijen seviyenizin bile habercisi olan tırnağın uzamamasında yatan sebepler neler olabilir?
Tırnaklarınızın uzamamasının en önemli nedeni tırnak kökünün devam eden kısmında bulunan matrix'in gelişmemesidir. Sinirlerin, lenf ve kan damarlarından oluşan matrix, tırnağınızı üretir ve hücrelerin yeniden yapılanmasını ve sertleşmesini sağlar. Beslenmeye devam ettiği süre içerisinde de büyümeye devam eder.

Biotin eksikliğinden olabilir

İnsanlarda tırnaklar günde ortalama olarak 0,1 milimetre uzar. 100 günde 1 santime eşdeğer olanbu büyümen el tırnaklarınızın tamamen yenilenmesinin yaklaşık 4-6 ay, ayak tırnaklarınızın ise 12-18 ay sürmesi demek.
Tırnak uzamamasının bir diğer sebebi ise vitamin eksikliği. B7 vitamini olarak bilinen biotin eskikliğinden sadece tırnaklarınızın uzaması yavaşlamaz aynı zamanda saç tellerinizin incelmesi ve dökülmesi gibi rahatsızlıklar yaşayabilirsiniz.. Biotin eksikliğinizi tam buğday, yumurta sarısı, tavuk ve kuzu eti, balık , süt ve peynir tüketerek azaltabilirsiniz.

Bakım yapın

Tırnaklarınızın daha hızlı uzamasını istiyorsanız mutlaka ellerinizi su ile beslemeli ve su ile temas ettirmelisiniz. Tırnaklarınızın uzaması aynı zamanda sertliğe bağlıdır. Bu sebeple tırnaklarınızı zeytinyağı ile ovabilir ya da sirke tuz karışımı hazırlayabilirsiniz, tırnaklarınızın daha güçlü olmasını sağlayacaktır.

Parlak Saçlar İçin Bakım Önerileri


GÜZELLİK / SAÇ BAKIMI

Parlak Saçlar İçin Bakım Önerileri






Yaz ve kış mevsimlerinde tırnaklarınızdan tutun saçlarınıza kadar tüm vücudunuz hırpalanma evresi geçirmiştir her halde. Yıpranan ve cansız görünüm kazanan saçlarımızın kötü görünmeye devam etmesi de cabası. İşte size parlak saçlar içinbakım önerileri.

Saçlarınıza, banyo yapmadan önce organik zeytinyağı ile masaj yapınız. Ve zeytinyağının saçınızda 1 saat beklemesini sağlayınız. Sonra istediğiniz şampuan kullanabilirsiniz.
* Saçlarınızı besleyen diğer ürünse yumurtadır. Yumurta, zeytinyağı, badem yağı ve lavanta yağından 1 tatlı kaşığı alarak karışımı hazırlayın ve saçınıza sürün. Daha sonra saç kepiyle kapatarak 1 saat bekleyin ve ara ara masaj yapmayı unutmayın.
* 10 damla Hindistan cevizi yağı, 10 damla zeytinyağı, 10 damla badem yağı ve 10 damla susam yağını cam bir kâsenin içine koyarak karıştırınız. Daha sonra parmaklarınızı bu karışıma bandırın ve saç diplerinizden saç uçlarına kadar masaj yaparak sürün. Streç folyo ile sarın ve 45 dakika bekletin. Daha sonra yıkama işlemine geçebilirsiniz.  Parlak saçlara kavuşmanız için bunlar önemli detaylardır. Ve haftada en 2 defa bu yağ özlü saç maskesini uygulayın.
* Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun verdiği ısırgan özlü suyla saçınızı yıkamanız, saçınızın hem uzamasına hem sağlam kalmasına hem de kırıkların oluşmasına engel olması bakımından yarar sağlayacaktır.

Gül Kaynak Sağlıklı Zayıflamak İçin 10 Altın Kural


Gül Kaynak Sağlıklı Zayıflamak İçin 10 Altın Kural

Zayıflamak için sadece diyet yapmak bazen yeterli olmayabiliyor. Diyetinizi yaparken belli kuralları hergün gerçekleştirirseniz kilo verme sürecinize büyük ölçüde katkı sağlayacaktır. Uygulaması zor olmayan bu kuralların sonuçları çok etkilidir.
  1. Her sabah uyanınca ilk iş olarak 2 büyük bardak ( minimum 400cc’lik) oda sıcaklığında su içilmesi gerekli.
  2. Gün içinde en az 3 litre su içilmesi gerekmektedir. Suya isteğinize göre taze sıkılmış limon suyu veya elma sirkesi ekleyebilirsiniz.
  3. Yemeklerle birlikte kesinlikle su içilmeyecek. Yemeklerden yarım saat önce bırakılmalı ve 1 saat sonra tekrar içmeye başlanmalı.
  4. Her gün 3 poşet karbonat, 1 çay kaşığı Himalaya Tuzunu suya eritip içilecek Her bir poşet ( 5 gram) bir su bardağa. Bir çay kaşığı tuz da yine başka bardağa konulacak. Zamanları size kalmış yeter ki her gün içelim.
  5. Zayıflama kuralını yaparak siyah çay, kahve, kola, alkol, gazlı içecekler, hazır kutu meyve sularından içilmeyecek. Bunlar çok önemli!
  6. En büyük öğünümüzü sabah 11:00 ile öğleden sonra 16:00 arası yenecek.
  7. Güneş batınca çorba dışında bir şey yenmeyecek. Sebze çorbası ve mercimek çorbası olabilir.
  8. Zayıflama kürümüz süresince süt, peynir, yoğurt, yumurta ve tavuk tüketilmeyecek.
  9. Ekmek 11:00 – 16:00 dışında saatler arasında ekmek yemeyeceksiniz. Bu saatler arasında kesinlikle kızartılmış ve beyaz ekmek dışındakiler tüketilmeli.
  10. Her gün açık havada en az 30 dk. Yürüyüş yapılacak. Park, koru, deniz kenarı tercih sebebidir.